renk vermek

renk vermek
v. color, colour [Brit.], pigment, tint, show

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • renk vermek (veya katmak) — 1) çamaşır rengi solmak 2) neşe, canlılık veya değişiklik kazandırmak O bunu dostuna duyduğu hayranlığa yeni bir renk katmak sevinci ile yapıyordu. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TEMSİK — Cenk etmek, dövüşmek, vuruşmak. * Bir kimseye deri vermek. * Deriye renk vermek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • boya — is. 1) Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde Tırnaklarının boyasını beğenmiyorum. F. R. Atay 2) Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya 3) mec. Aldatıcı görünüş 4) hlk.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boyamak — i 1) Boya sürerek veya boyaya batırarak renk vermek Rastıkla, yanağındaki beni de boyadı. 2) mec. Ağır söz söylemek, aşağılamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gümüşlemek — i 1) Gümüşle kaplamak veya süslemek 2) Gümüşün rengini andıran bir renk vermek Ay ışığının, yüksek servileri ince ince gümüşlediği bir şato korusundaymışlar. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • morartmak — i 1) Morarmasına sebep olmak, mor renk vermek 2) mec. Herhangi bir söz ve davranışla karşısındakini bozmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • renklemek — i Boyamak, renk vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yağlı boya — is. 1) Eşyaya renk vermek veya onu dış etkilerden korumak için sürülen, boyanın bazı özel sıvılarla karıştırılmasıyla yapılan kimyasal madde 2) sf. Bu boya ile yapılmış (resim) Altı odalı, içi dışı yağlı boya, kuş kafesi gibi bir köşk. S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açmak — i, ar 1) Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek Kapıyı açan hizmetçi benim kadın olduğumu anlamadı. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak Örtüyü açmaya mecburum. R. H. Karay 3) Engeli kaldırmak Karla kapanan yolu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • acı — is. 1) Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı Acıyı sever. 2) sf. Tadı bu nitelikte olan Acı kahvesini yudumluyordu. T. Buğra 3) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap Omuzlarına kadar vücudun derisini …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açılmak — nsz 1) Açma işi yapılmak veya açma işine konu olmak Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Anayasa 2) Renk koyuluğunu yitirmek Perdenin rengi açıldı. 3) Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak Ateşi düşünce hasta açıldı. 4) e… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”